1385? - 9 Temmuz 1441
Milliyeti: Flaman
En Önemli Eseri: Arnolfini Portresi (1434)
Tekniği:Meşe Pano Üzerine Yağlı BoyaTarzı: Kuzey Rönesans
Eserleri Şu An Nerede Görülebilir?: National Gallery, Londra
En Meşhur Sözü:
"Jan Van Eyck buradaydı."
(Üstteki "Türbanlı Adam" tablosu ressamın muhtemel otoportresi kabul ediliyor...)
Peki nedir onu bu kadar meşhur yapan?
Van Eyck hakkında, Flandres'da (günümüz Belçika'sının bir bölgesi) doğmuş olduğu dışında pek bir şey bilmiyoruz. Aslında bilmememiz de doğal sayılır, o zamanlar kimse oturup onun biyografisini yazacak değildi herhalde. Adını ilk kez 1422 yılında Lahey'de Hollanda Kontu'nun saray ressamı olarak çalışırken duyuyoruz.1425'te ise, Burgundy Dükü'nün sarayının en kıymetli insanı oluyor. Dükün kayıtları arasında, ressamın maaşını vaktinde ödemedikleri için personelini azarladığına dair mektuplar varmış.
Onu asıl meşhur yapan ise "Arnolfini Portresi" isimli tablosu. Nesi var bu tablonun, neden bu kadar önemli? Adım adım inceleyelim.
Arnolfini Portresi |
- Bu resmi önemli kılan ilk unsur dini olmayan konusu. Resimdekiler aziz, din kurbanı, hatta kraliyet ailesi mensubu değil, sıradan insanlar. Resimdeki kişiler hakkında ise kesin bir malumat yok. Uzun süre boyunca resmin Giovanni di Arrigo Arnolfini ile karısı Giovanni Cenami'yi gösterdiğine inanıldı, ta ki çiftin resmin üzerindeki tarihten 13 yıl sonra evlendiği anlaşılana kadar. Şimdi uzmanlar ikiye ayrılmış durumda. Kimi resmin Giovanni'yle bir önceki eşini gösterdiğini savunurken, kimi de bunun bambaşka bir Arnolfini olduğu görüşünde.
- İkinci önemli unsur ise, gerçekçilik sıra dışı. Örneklerle inceleyelim...
Kadının yüzünde ışığın tüm etkileri gözlemleniyor. |
Adamın cübbesini kürk süsleri yumuşacık ve kabarık bir görüntü veriyor. |
Pencereden gözüken ağaçta kirazlar çiçeklenmiş. |
Portakalın yüzey ayrıntıları fazlasıyla yansıtılmış. |
- Eğer tabloya dikkatli bakarsanız arka duvardaki yazıyı görebilirsiniz. "Jan Van Eyck fuit hic" (Latince) Yani "Jan Van Eyck buradaydı." Bu tarihin ilk ressam imzalarından biri. Sanatkârlar isimsiz olarak tanrıyı yüceltmek için resim yaparlardı. Van Eyck kendinden sonra gelen ressamlara, kendi önemlerinin daha fazla farkında olma hissini de bağışladı. Eserlerinin hepsinde, imzasına dikkat çekmesi onun ressam olarak kendi önemine inandığını ima ediyor.
"Jan Van Eyck buradaydı." |
- Arkadaki duvarda, süslü bir çerçevede yuvarlak, dışbükey bir ayna asılı; pencereyi, çifti ve en şaşırtıcısı, kapı girişinde, tam da odanın içine bakıyor olsanız duracağınız yerde duran ve hayal meyal görünen iki figürü yansıtıyor.
Sonuç...
Gölgeleri, üç boyutlu sunumu, nasıl yapıldığı bir türlü kesinleşemeyen optik illüzyonu ve imzası olan bu resim sadece yenilikçi değil, tam anlamıyla devrimciydi. Bir adam, bir kadın ve köpeklerinin birlikteliğinden oluşan bu resmin dinsellikle uzaktan yakından alakası olmaması cabası...
Şaşırtıcı gerçek "Bayan Arnolfini"
Çoğu kişinin Arnolfini Portresi'ndeki kadını görünce tepkisi "Vay canına, bu kadın sahiden de hamile!" oluyormuş. Benim de oldu tabii. Ama kadın hamile değilmiş. Sadece günün modasına göre giyinmiş. 1400'lü yıllarda elbiselerin önünde öylesine çok kumaş varmış ki, kadınların sadece yürümek için bile kaldırması gerekirmiş. Sancılarının başlamasına beş dakika kalmış bir hali yok mu gerçekten?
Bir başka şaşırtıcı gerçek "Kayıp Küçük Kuzu"
"Gent Mihrap Resmi"nin 1950-51 yıllarındaki restorasyonu, pek çok rötuş ve kötü restorasyonu ortaya çıkardı. Uzmanlar resmin röntgeninin incelerken, Tanrı'nın Kuzusu imgesinin aşırı derecede boyandığını, özgün kuzunun beceriksiz bir taklit altında kaldığını buldular. Restoratörler eski kuzuyu ortaya çıkarma işine kuzunun kafasından başladılar, ancak Gent halkı sabırsızlandı ve restorasyon tamamlanmadan resim iade edildi. Kuzuya bugün dikkatli bakacak olursanız eğer, iki değil dört kulağı olduğunu görürsünüz!
"Dört kulaklı" Tanrı'nın Kuzusu |
Van Eyck'in resimlerinde en çok dikkatimi çeken detay meselesi oldu. Hem Arnolfini Portresi, hem de diğer birkaç resmini ayrıntılarıyla inceleyince hayran kaldığımı söylemeliyim. Bilhassa Gent Mihrap resminde öyle güzel ayrıntılar var ki hayran kalmamak elde değil. Figürler, semboller, tasvirler çok hoşuma gitti. Genel anlamda düşünürsek, sevdim mi Van Eyck'in resimlerini? Evet, sevdim. Ya siz?
İlk Kaçık Sanat Tarihi'de böylece bitiyor. Huzurlarınızdan ayrılmadan önce, yeni başlayan bu yazılar hakkında görüşlerinizi, Jan Van Eyck hakkında görüşlerinizi ya da başka herhangi bir şey hakkındaki eleştirilerinizi, isteklerinizi beklediğimi belirteyim...
Bir sonraki Kaçık Sanat Tarihi'nde konuğumu Sandro Botticelli olacak.
Görüşmek üzere :)
Kubilay
16 yorum:
Çok sevdim ben bu Kaçık Sanat Tarihi'ni :)
"Jan Van Eyck buradaydı." detayı çok ilginç geldi.
Merhaba Gizem,
Sevdiğine çok mutlu oldum gerçekten :) O detay yazıda da belirttiğim gibi sanat tarihi açısından çok önemli bir yere sahipmiş.
Neşeyle kal!
Blogunuzu yeni keşfettim. Bu ressamı bilirdim ama hiç bir zaman, bir resimde bu kadar ayrıntılara takılmadım ve siz her ayrıntıyı kare kare, verdiginizde hayran kaldım.
Dış bükey ayna, inanılmaz etkiledi beni. 15.yüzyılda yaşamış bir insanın, tüm bu ayrıntıları bu kadar güzel verebilmesi muhteşem bence. Hele pencere kenarından görünen o kiraz ağacı..
Çok begendim bu paylaşımınızı. Tskler..
Merhabalar hoşgeldiniz Kontrast'a. Gönderiyi beğendiğinize çok sevinidim. Van Eyck gerçekten çok başarılı bir ressam.
Her daim beklerim, yorumlarınızı eksik etmeyin!
Merhaba,bloğunuzu ilk ziyaretim.Sanırım son da olmayacak.Yazıya bayıldım.Dönüp dönüp okuyorum.Sanki her okumamda başka bir ayrıntıyı fark edecekmişim gibi.Görüşmek üzere.
Yepyeni dostlarla tanışmak ne güzel... Yazıyı beğenmenize çok sevindim. Teşekkür ediyorum.
Her daim beklerim!
Ben de bu resimdeki kadını hamile sanıyorum yahu, demek değilmiş. Optik illüzyon da bir harika! Bayıldım her detaya teker teker.
Kaçık Sanat Tarihi devam etsin! :)
Selam,
Ben ilk kez Şebnem İşigüzel'in Sarmaşık adlı kitabında Arnolfini ve Karısı tablosuyla ilgili bir şeyler okumuştum. Tabloyu bilmiyordum ya kurgu zannetmiştim. Sonra araştırmıştım ki gerçekti bu tablo. Tam da sizin anlattığınız gibiydi. Sonra Hayal Kahvem'e yazmıştım. İlginizi çekerse bir göz atın isterseniz. Sevdim bloğunuzu. Yazılarınızı takip edeceğim:)
http://hayalkahvem.blogspot.com/2010/07/arnolfini-ve-kars.html
Çok güzelmiiş, sağol Kubilay, bekliyorum devamını...
@Nefertiti,
Yazının devamını beklediğinizi duyunca çok mutlu oldum. Elimden geldiğince devam edeceğim. Ayrıca hoşgeldiniz bloguma :)
@Hayal Kahvem,
Yazınızı mutlaka inceleyip yorum yazacağım. Her daim beklerim.
@Özlem,
Ben teşekkür ederim.
Herkese mutluluk ve neşe dolu günler diliyorum!
Baştan sona ilgiyle okuduğum, devamının gelmesini istediğim bir yazı. Teşekkürler.
Sanat tarihi en sevdiğim dersimizdi... Üniversitelerin, dılşardan izleyebileceğim böyle bir programı olsa yeniden takip ederim.
Arnolfi ile ilgili bir yazıda ben yazmışım çok önceleri, bakmak istersin belki...
http://laleninbahcesi.blogspot.com/2011/01/pazar-pazar-eyvah-eyvah.html
@Biblio,
Yarın ikinci yazı yayınlanacak. Sevgilerimle...
@Lale,
Yazını okuyup, yorumumu yapacağım şimdi. Arnolfini de meşhurmuş anlaşılan :)
Neşeyle kal canım arkadaşım!
Bu kitabı mutlaka bulmam lazım. Çok ilgimi çekti.
Gerçekten çok ilginç bir kitap, her sayfasında yepyeni şeyler öğreniyorum :)
Yorum Gönder