carol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
carol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2016 Cuma

2016 Oscar Maratonu: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Kadın Gücü!

Bu sene kadın oyuncu kategorileri büyük sürprizlere gebe olabilir, çünkü karşımızda  her biri birbirinden başarılı oyunculuklar var. Ayırt etmek zor:

  • Rachel McAdams: Midnight in Paris'te dikkatleri üzerine çeken, About Time ve Southpaw gibi başarılı işlerde yer alan McAdams Spotlight filmindeki rolüyle bu senenin adaylarından. Filmin ana kadrosundaki tek kadın oyuncu olarak Sacha Pfeiffer rolüyle soğukkanlı bir karakter yaratıyor ve emin adımlarla ilerliyor. Tek dezavantajı senaryonun ona cömert davranmaması sonucu oluşan karakter derinsizliği. Oscar'ı en azından bu sene alamayacak diyebiliriz.

  • Jennifer Jason Leigh: Bu sene En İyi Animasyon kategorisinde Lisa'yı seslendirerek kalplerimizi kazanan Leigh bu dalda en farklı konumlanan aday. Tarantino'nun The Hateful Eight'inde seri katil-ele başı Daisy Domergue'e hayat veren Leigh, bir "erkek" filminde fazlasıyla "kadınlıktan arındırılmış" bir rolün altından fazlasıyla kalkıyor. Ses tonu, mimikleri ve olabildiğince itici davranışlarıyla bambaşka bir hale bürünen oyuncu, kişisel olarak favori adayım. Heykelciğe ise çok yakın gözükmüyor. Siz yine de bu "Tarantino kadınını" kaçırmayın!

  • Rooney Mara: Daha önce Ejderha Dövmeli Kız'la En İyi Kadın Oyuncu adaylığına sahip Mara, bu sene Carol'de Blanchett'la beraber oynadığı Therese Belivet rolüyle aday. Therese'in pasif kişiliğinin ağırlığı altında kalmayıp Blanchett'la paslaşarak oynamayı başaran Mara ödüle yakın bir isim. Üstelik kendisi için bu yepyeni karakterin altından zorlanmadan kalkabilmiş durumda.
 
  • Kate Winslet: Kate Winslet olur da heyecanlanmaz mıyız? İngiltere'nin en iyi oyuncularından Winslet. Titanic, Eternal Sunshine of Spotless Mind gibi efsane filmleri dahil birçok kez Oscar'a aday olmuş Winslet'ın The Reader (2008) filmi ile aldığı bir adet En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı da bulunmakta. Kendisi bir adaylık mıknatısı olmakla birlikte bu sene Steve Jobs filmindeki Joanna Hoffman rolüyle de ödüle epey yakın. Tahminleri güçlendiren bir diğer dayanak da Winslet'ın bu rolüyle BAFTA ve Altın Küre'yi de kazanmış olması. Joanna Hoffman, Steve Jobs filminin bel kemiği karakterlerinden biri oluyor Winslet'la. Bir de bu kadar sabırlı bir karakter olur mu diyoruz, filmi izleyenler anlayacaktır eminim :) Kate Winslet bu rolü deyim yerindeyse parmağında oynatıyor, biz de hiç şaşırmıyoruz artık. Ne de olsa karşımızda bir efsane duruyor.
 
  • Alicia Vikander:  Taptaze bir oyuncu kendileri. Çoğumuz onu yine bu senenin filmi olan Ex Machina'da "yapay zeka" Ava rolü ile tanıdık. Orada rolü gereği oyunculuğuna çok yakından şahit olamadık tabii. Ama ona bu adaylığı sağlayan The Danish Girl'deki Gerda Wegener rolü ile artık hepimiz Hollywood'un yepyeni bir yetenek kazandığına hemfikiriz. Vikander, Eddie Redmayne'in yer yer önüne geçecek oyunculuğu ile hepimizi film boyu duygusal buhranlara sürüklüyor. Dramaya çok yatkın bir oyuncu diyebiliriz. Oscar'a çok yakın, alırsa da kariyeri için harika bir başlangıç olacaktır. Heyecanla beklemedeyiz :)

2016 Oscar Maratonu: En İyi Kadın Oyuncu

Beş Kadın, Beş Hayat

2016 Oscar'larının en heyecanlı kategorilerinden biri de elbette ki En İyi Kadın Oyuncu. Öncelikle hayal kırıklığımı belirtmem gerek. Akademi'nin senenin en özel filmlerinden Suffragette'i görmezden gelmesi Carey Mulligan'ın da bu dalda aday olamamasına yol açmış durumda. Aynı durum Freeheld filmiyle Julianne Moore'un aday gösterilmemesi için de geçerli (Belki geçen sene Oscar'ı kucaklamış olması Moore'un bu durumunu görece kabul edilebilir hale getiriyor.)

Sitemimiz bir kenarda dursun, biz beş harika oyuncumuza mercek tutalım:

  • Cate Blanchett: Halihazırda biri 2014 yılında Blue Jasmine'le aldığı En İyi Kadın Oyuncu olmak üzere iki Oscar ödüllü Cate Blanchett bu sene Carol filmindeki Carol Aird rolüyle kategoriye aday. Tescilli bir oyuncu olan Blanchett, Carol'daki sade ama etkileyici performansıyla senenin öne çıkan karakterlerinden birine hayat veriyor. 1950'lerin Amerika'sında lezbiyen bir aşkı anlatan Carol, Akademi'nin radarına epeyce girmiş bir yapım. Sinematografik açıdan oldukça kuvvetli olan yapıma temel kuvveti Blanchett'ın oyunculuğu ve karakterin değişimini yansıtmadaki başarısı veriyor. Bahisler söz konusu olunca ise heykelciğe en uzak isim.
 
  • Jennifer Lawrence: Akademi'nin gözdelerinden Lawrence genç yaşına rağmen şimdiye kadar bu dalda (bu sene hariç) üç adaylığı ve bir kez de heykele uzanması ile (Silver Linings Playbook'daki rolüyle) dikkat çekiyor. Bu sene ise Joy filminin starı kendileri. Joy senaryo bakımından çok güçlü ve sıradışı olmasa da -ki zaten film başka hiçbir dalda aday değil- Lawrence performansıyla filmi kurtarıyor diyebiliriz. Alıştığı yönetmenler ve oyuncularla güvenli sularda yüzme şansı elde etmesinin avantajını da cebine koyarak "Bu benim filmim!" diyor Joy'da. Olumsuzluklar ve engeller içinde bir kadının kendi ayakları üzerinde durmasını anlatan Joy maalesef ki Lawrence'i daha da uçurabilecekken aşağı çekiyor. Son tahlilde Jennifer Lawrence çığır açmıyor ama bildiğimiz haliyle kendini ispatlıyor. Heykelciği alması sürpriz olur. 
 
  • Charlotte Rampling: Senenin en özel ve kişisel olarak en sevdiğim filmlerinden olan 45 Years'ın kraliçesi karşımızda. Filmin havasını iliklerimize kadar hissetmemize sebep olan Rampling, belki de tüm zamanların en rahat empati yapılacak karakterini yaratma başarısıyla ayakta alkışlanmayı hak ediyor. Kulaklarımızda "Smoke Gets In Your Eyes"la izliyoruz kendisini, hayatı, gençliği, zamanı, aşkı, yalnızlığı sorguluyoruz. Alice Munro hikayesinden çıkmış havasıyla Rampling belki ama 45 Years'taki rolüyle Oscar'ı alamayacak ama unutulmazlardan olacağı kesin. 
 
  • Saoirse Ronan: Atonement (2007) filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında adaylığı olan Ronan bu sene Brooklyn filmindeki Eilis rolüyle En İyi Kadın Oyuncu dalında aday. En son kendisini Büyük Budapeşte Oteli'nde izlemiştik. Ronan, Lawrence'le birlikte kategorinin en genç adayı. Peki bu sene şansı ne? Brooklyn'i adeta "üstlenen" Ronan'ın oyunculuğu başarılı, karakterinin ruh hallerini izleyiciye rahatça yansıtabiliyor. Yeterince sıradışı olduğu konusunda şüphelerimiz olsa da bir filmi alıp götürecek konumda olma şansı adaylığının sırrını açıklıyor. Kazanma ihtimali önceki üç adaya göre bir adım daha önde. 
 
  • Brie Larson: Senenin en sıradışı filmi Room'un merkezi Brie Larson bu senenin en güçlü adayı. Daracık bir odada çocuk oyuncu Jacob Tremblay'le gösterdiği performans gerçekten göz dolduruyor. Sağlam hikayeyi her anlamda kullanmayı başaran Larson, duygusal açıdan izleyiciyi inandırma konusunda bir saniye bile problem yaşamıyor. Adeta bir film değil, o sırada yaşanmakta olan bir gerçeklik izlenimi veren oyunculuğu ile Larson Hollywood'a yeni bir kan. Altın Küre ve BAFTA'dan da zaferle ayrılan oyuncu heykelciğe kavuşmak üzere diyebiliriz.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...