Sanat da zaten zıtlıklardan ibaret değil mi? Kontrast da zıtlıkların uyumu. Sanatın ta kendisi.
8 Ekim 2011 Cumartesi
Yeşil Kiraz - GÜLTEN DAYIOĞLU
Çok sevdiğim Gülten Dayıoğlu, Fadiş romanının 40. yılını kutlarken ben de kendi adıma bu kutlama katılmak istedim ve bunu da bir Gülten Dayıoğlu kitabı okuyarak gerçekleştirdim. Gülten Dayıoğlu külliyatını tamama erdirmeye yaklaşırken bir türlü okumaya fırsat bulamadığım Yeşil Kiraz'da karar kıldım...
Yeşil Kiraz, YKY'nin İlkgençlik Kitaplığı Serisi başlığı altında yayınladığı bir roman. Genç okuyucuya hitap edilen en güzel eserlerin seçildiği seride dünya çapında ün sahibi olan Harry Potter serisinin de bulunduğunu söylemeyi ihmal etmeyelim. Ayrıca Yeşil Kiraz, satış rakamları da oldukça yüksek bir kitap. İlk baskısı 1992 yılında yapılan kitabın, elimdeki Şubat 2009 tarihli baskıda "39.baskı" etiketiyle yayınlanıyor. Yeşil Kiraz'ı bu başarıya eriştiren de Gülten Dayıoğlu'nun okurlarıyla kurduğu sıkı sıkıya ve sevgiyle örülmüş bağ tabii ki...
Yeşil Kiraz, işlediği konularla sosyokültürel bir roman. Toplumun birçok önem arz eden gerçeğine parmak basan bu roman, gençlere hitap eden üslubuyla sıkıcılıktan da sıyrılıyor aynı zamanda. Didaktik notalar kimi zaman okuyucuyu sıkacak diye düşünülse de, Gülten Dayıoğlu genç okuyucunun sıkılgan ve öğüt istemeyen kişiliğine göre yazmayı ihmal etmemiş. Bilhassa kitabın kurgusunun merkezinde yer alan Kiraz karakterinin durumunu irdelemek de kitabı anlamak için önemli. Kiraz'ın hamurunu yoğururken Gülten Dayıoğlu sevecen kişiliğinin güçlü titreşimlerini öyle güzel kullanmış ki... Kiraz'a karşı duyduğu sevgi, onu yanlış davranışlarında bile itip kakması, satırlarıyla rencide etmemesi okuru da Kiraz'a hemencecik bağlıyor. Böylece hem Kiraz örneğinden yola çıkarak gençlerin azarlanmayla eğitilmeyeceğini kalemiyle bize gösteren Gülten Dayıoğlu, bir yandan da baş karakterini dışlamayarak romanın harcını sağlamlaştırıyor.
Yeşil Kiraz, bol karakterli bir roman. Her görüşten, durumdan, sınıftan insan Yeşil Kiraz'ın kadrosunda yerini alıyor. Dönemin durumunu da gayet iyi yansıtan bir roman Yeşil Kiraz... Burada sözü Gülten Dayıoğlu'na bırakmakta fayda var:
"...Yeşil Kiraz'ı, işte bu ortamda yazmaya başladım. Sosyal ortam, politik ve ideolojik çekişme ve çıkar dayatmaları nedeniyle çok kötü durumdaydı. Öğrenci olayları, doruklara tırmanmış, hatta liselere bile sıçramıştı. Çok üzülsem de elimden gelen bir şey yoktu. "Yazar, yaşadığı dönemin tanığıdır." söylemi çok doğruydu. Yazmaya çalıştığım romanı bu kanlı olaylardan soyutlayamıyordum. Roman kahramanlarını, ucundan kıyısından da olsa, olaylarla ilişkilendirmekten kendimi alamıyordum."
Yeşil Kiraz'ın kurgusunda diskotek sahneleri de var, kulüplere yapılan gezmeler de, konken oynamalar da... Yazarın, daha sonra "Yaşadıklarım ve Düşlediklerim" kitabın da bu konudaki ayrıntılı satırlarından belirttiği gibi tüm bu bölümler özel bir çabayla yazılmış. İstese hayal gücünün oranını artırıp daha rahat bir şekilde kitabı tamamlayabilecekken Gülten Dayıoğlu işine verdiği önemi göstererek yazacağı her bölümün üzerine ayrı ayrı eğilmiş. Bunun için yazacağı yerlere gitmiş, oradan farklı farklı olaylar duymuş, birbirinden ilginç gözlemler elde edilmiş.
Ama romanın asıl teması yalancılık üzerinden gidiyor. Kiraz'ın küçüklükten beri yavaş yavaş edindiği yalancılık alışkanlığının, alışkan olmadığı bir dünyaya girince iyiden iyiye su yüzüne çıkmasıyla başından geçen olaylar anlatılıyor. Kitabın ilk kısımları aslında Kiraz'ın yalancılığa alışması sürecinin ayrıntılı bir dokümanı sayılabilir. Yazar böylece Kiraz'ın kişiliğini yavaş yavaş okuyucuya aşılarken, değinmek istediği türlü konulara da değiniyor. Gülten Dayıoğlu, Kiraz'ın ailesinin konumundan utanmasını da sık sık okuyucuya yansıtıyor. Böylece her daim güncelliğini koruyan bir roman da elde etmiş oluyor. Yıllar boyu aynı durumdaki birçok okur "İşte bu benim!" duygusuyla Yeşil Kiraz'ı bir solukta okuyabiliyor.
Yeşil Kiraz'ın her türlü kesimden insanı, her yaştan kişileri, çeşit çeşit olayları tasvir etmesi esnasındaki gerçeklik konumu okuyucuyu derinden etkiliyor. Gülten Dayıoğlu'nun şu satırları bunun en açık örneklerinden:
"...Değişik ortamlarda ya da dost toplantılarında, romanı gazeteden (Milliyet'ten bahsediliyor) izleyenler çıkıyor karşıma. "Yeşil Kiraz siz misiniz?" diye soranlar var. Çünkü romanda her şey, bire bir yaşanmış gibi yansıtılıyor. "Yeşil Kiraz değilim." diyorum soranlara..."
Yeşil Kiraz'ın beni tek hayal kırıklığına uğratan yanı son kısmı oldu. Daha ayrıntılı bir son beklediğimden dolayı biraz üzüldüm. Kitap boyu hayran kaldığım irdeleyerek yazılmış satırlardan sonra son bölümlerde kazanılan fazla hız beni şaşırttı. Bunda belki de benim kitaba fazlasıyla bağlanmamın da payı olabilir... Yeşil Kiraz'ın ikinci kitabının varlığının bir nedeni mi tam olarak bilemiyorum ama Yeşil Kiraz 2'yi okuduktan sonra daha sağlıklı bir yorum getirebileceğime inanıyorum.
Yeşil Kiraz, heyecan dolu ve sürükleyici bir roman. Akıcı ve sade üslubuyla, genç okuyucu kitlesine hitap eden anlatımıyla oldukça başarılı bir roman. Her yaştan okurun da rahatlıkla okuyabileceği, kendi açılarından farklı yollarla satırlarda yol alabileceklerini düşünüyorum. Bu nedenleyetişkinlerin de bu romanı okumasını gençliği anlamak ve toplumsal olaylara eleştirel bir gözle bakabilmesi açısından önemsiyorum.
Kitabın kapak tasarımı ve kapaktaki çizimin oldukça hoş olduğunu düşünüyorum. YKY kitabın yeni baskılarında düzeltti mi bilemiyorum ama bazı yazım yanlışları ve baskı hataları bulunuyor. Yeşil Kiraz'ı okura hak ettiği gibi daha da özenli sunmalarını isterim...
Okurlarıyla her daim nefes nefese, yürek yüreğe olan, benim kalbimde de kocaman bir yeri olan sevgili Gülten Dayıoğlu'na saygılarımı sunuyorum. Bizimle muhteşem satırlarını paylaşmaya devam edeceği uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.
Edebiyatla kalın...
Kubilay
Yazıda kullanılan alıntılar Gülten Dayıoğlu'nun Yaşadıklarım ve Düşlediklerim" kitabının Mart 2010 tarihli baskısından alınmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Gülten Dayıoğlu neredeyse bir kaç neslin yazarı oldu...
Kızlarım küçükken onlara almış fakat onlardan önce ben okumuştum...
Gülten Dayıoğlu^'nun kalemine kuvvet...Uzun yıllar yazmaya devam etsin...
Çocukluğumun yazarıdır gültendayıoğlu, sonra yeğenim büyüdü onun kitaplarıyla; şimdi sıra oğlumda.
Teşekkürler tanıtım için, bu arada epeydir yoktun Kubilay umarım mühim bir şey yoktur, selamlar ...
Romani orta okulda cok severek okumustum, yillar sonra okudugu Yesil Kiraz 2 ise beni hayal kirikligina ugratmisti, sizin yorumunuz ne olur merak ediyorum.
@Lale Abla,
Gülten Dayıoğlu "üç neslin yazarı" tanımlamasını gururla taşıyan bir yazar. Daha nice genç yüreğin Gülten Dayıoğlu'nun satırlarıyla sevgi dolması için dileklerine yüretkten katılıyorum.
@Hayat İzlerim,
Merhabalar,
Yepyeni bir Gülten Dayıoğlu okuru olacağına çok sevindim. Senin gibi bilinçli birinin çocuğu da da mutlaka bilinçli olacaktır.
Bu arada gecikmeler, durağanlık okul sebebiyle... Okul ve dersler derken yoğunluk artınca blog aleminde aktivitem mecburan azalmak zorunda kaldı. Elimden geldiğince sizlerle buluşmaya çalışacağım. İlgin için minnettarım...
@Eren,
Yeşil Kiraz 2 okunacaklar listemde... Okuduktan sonra ilk fırsatta yorumlayacağım.
Yorum Gönder