24 Kasım 2010 Çarşamba

Med-Cezir - ELİF ŞAFAK


Siz bir kitaba a-lış-tı-nız mı hiç? Her gün "yapılacaklar" listenize "o kitabı" okumayı eklediğiniz oldu mu? Med-Cezir kalbimde böyle bir yer seçti kendine, halet-i ruhiyemin baş köşesinde...

Med-Cezir, Elif Şafak'ın çeşitli dergi ve gazetelerde kaleme aldığı yazılardan oluşan bir deneme kitabı. Halihazırda da gazetelerde yazmaya devam eden Elif Şafak her yazısında ustalığını gösteriyor. Bu ustalığın en nadide eserlerinden bir seçki karşımızda. Özenle seçilmiş "en iyileri". Ve sonuç : Harika bir kitap.

Elif Şafak'ın seçkilerinden oluşan ilk kitap özelliğini taşıyan Med-Cezir ( Diğerleri: Kağıt Helva ve bu yazıyı yayınladığım gün kitapçıların raflarında yeni yeni boy gösteren ve almak için sabırsızlandığım Firarperest ) bitmesini hiç istemediğim bir kitap oldu. Okuduğum sürece benimle yaşadı sanki. Gündelik koşuşturmaca sırasında da yanımdaydı - güç veriyordu - gün bitip eve dönünce de yanı başımdaydı - yorgunluğumu unutturuyordu - . Bir dost, bir sırdaş olmuştuk. Dilediğim zaman sohbet edebileceğim kültürlü bir kelimebaz, akide şekeri tadında üslubuyla büyüleyip durdu beni anlaycağınız.

Her biri farklı anlarda, farklı şehirlerde yazılmış, binbir türlü konuda... İstanbul, Madrid, Michigan, Boston, Arizona hepsi farklı bir tat katmış denemelere, bir parça tarçın eklemiş aşure kıvamında yazılara. Elif Şafak'ın dünya görüşünü yansıtmışlar el ele verip. Doğu-Batı, cinsiyetçilik,ayrımcılık, aidiyet-göçebelik, tarih bilinci, inanç, mistizim belli başlı konular. Her bir yazı ele aldığı konuyu samimiyetle anlatıyor.

Hikayelerin isimleri de özenle ve yerinde seçilmiş. Yaza Yaza Silmek Üzere'yle başlayan Elif Şafak, Eşiklere Basarsan Şayet ve Evham Hanım'la mükemmelliğin ne olduğunu gözler önüne seriyor. Bahsettiğim yazıları gördüğüm tüm dostlarıma okudum. O kadar güzeller ki, paylaşmamak bencillik olur kanaatimce.

Kökü Olmayan Ağaçlar başlığında Tuba Ağacı'nı anlatıyor. Kökleri havada Tuba Ağacı... Sevgili Ece Temelkuran kitaptaki tüm yazıları Tuba Ağacı'na benzetmiş. Elif Şafak'ın göçebe ruhunun yansıması yazıyla birlikte kuvvet kazanıyor.

Eylül'de Ayrılıyorum İstanbul'dan, İstanbul'u görme isteğini binlerce kez katmerliyor adeta...

Tüm yazılar öylesine güzel ki! Bahsedemediklerim adına üzülüyorum. Hepsi benim kıymetli evlatlarım gibi. "Kadın" Kelimesinin Sözlüklerden Silinme Önerisi onlardan biri. Hayatıma etki eden yazılardan biri oldu, kullandığım kelimelere daha da dikkat ediyorm. Yazarken benim için daha kolay bu durum ama konuşurken daha temkinli olmaya çalışıyorum, bu bağlamda bu yazı bana yardımcı oldu fazlasıyla. Sadece bahsedilenlerden değil, tüm incitici kelimeleri kullanmaya çalışıyorum.

Zerde'nin Safranı, Gümüş Mâzi, Küskün Kadınlar Şovenizmi başarılı gözlem gücüyle yazılmışlar. Hepsi "bizden" yazılar. Yanıbaşımda vukû bulan ama farkında olmadığım olaylara dair birbirinden farklı pencereler açtı ruhumda.

Köprü 'deki "korkutma" tespitleri, toplum yapımıza öyle güzel ışık tutuyor ki. İşgal Altında Sanat Mümkün Mü Hala diyor Elif Şafak, hiç düşünmediğim bir konuyu düşündürüyor. Göçebenin Müziği ise yazarları sırf ideolojileri için okumamanın yanlış olduğunu bir daha anlatıyor... Kahkaha'nın Kefareti'ne ne demeli? Acı acı gülümsetiyor insanı, sonra da içimizdeki soytarıya kahkaha attırmamızı nasihat ediyor. Kitabın Endişesi, Siyah Süt ve diğer yazılarında da bahsettiği kitap öncesi-sonrası yaşadığı ruh hallerini anlatıyor. Okuduğunuz kitapların arka pkanına göz atma imkanı buluyoruz.

Bir çok yazıda da yeni kitaplarla tanıştım. Okumam gereken bir sürü kitap. Anna Karenina ve Şehir Mektupları sadece içlerinden ikisi. Bu anlamda da bir rehber oldu bana.

Önce Yüzlerimizi Sileri Sevdiklerimizin ve Kahve Falı en başarılı yazılar. Dilleri öyle güzeli değindikleri konula öylesine önemli :

Hurufi ki
Harften mânâlar devşirir,
Hurufi ki,
Harfle ağlar harfle sevişir,
Hurufi ki,
İnsanın yüzünde harfler, harflerin yüzünde insancıklar bulur,
Hurufi ki,
Suret okur, surette kaybolur...

Peki neden Med-Cezir ? Med ve Cezir Arasında Bir Dem bunu da açıklıyor bizlere. Romanı başlama-bitirme ve arasında kalan süreci med-cezire benzetiyor Elif Şafak. Ruhunun Med-Cezir'ini yansıtıyor bizlere. Tüm yazdıklarını med-cezir hallerine borçlu olduğunun altını çiziyor:

"Med-cezir kıymetli kelime bireysel sözlüğümde, kelimeden öte bir nevi kimyasal madde damarlarımda dolaşan, ben bilsem de bilmesem de. Zehirim de o panzehirim de. Bu kitaba med-cezir demem, bu isimle çağırmam işte bu sebepten."

İşte tüm bu anlattıklarımdan sonra, diyeceğim şu: Med-Cezir bana çok şey kattı. Başucu kitabı oldu, olmaya devam edecek. Kitaplığımda beni bekleyen, her fırsatta yanına koştuğum bir dostum olacak. Güzel kitap Med-Cezir. Güzide kitap...

Elif Şafak'ın romanlarının üzerine lezzetli bir sos olarak eşlik eden bir kitap Med-Cezir. Hem eşlikçi bir yandan, bir yandan da tüm bu eşliğin ta kendisi. Elif Şafak hakkında çoğu bilgi de Med-Cezir'in içinde, kalbinde. Elif Şafak külliyatının temel taşlarından.

"Sarkaç,
bir ağulu salınım,
asla bir bütüne tamamlanamayan,
kendine kavuştuğunda dahi, bir öte Ben'e hasret kalan."

Defalarca okunmalı her yazı, sayfaların ve kelamın kokusunu içine çeke çeke, yüreğin derinliklerine..

Elif Şafak ve DK'ya teşekkürler.

Puan: 5 üzerinden 5.

Edebiyatla kalın...



6 yorum:

zero dedi ki...

Elif Şafak'ın kalemini ve dimağını ne kadar sevdiğimi biliyorsun zaten. Ben Elif Şafak'ın her zaman o "asi kız" tavrını da sevdim ve hep korktum yerleşik bir yaşama geçtikten sonra ya eskisi gibi yazamaz, üretemezse diye. Ama kendini hayatında var olan her şeyle güzel bir şekilde besleyebilen bir insan. Endişelerimin artık yersiz kaçtığını düşünüyorum. Ama kendim de bu aralar biraz o modda takıldığımdan mıdır nedir, hayattaki bağlılıklarının en minimumda olduğu o yıllarda yazdığı bu yazıları, şimdiki köşe yazılarına oranla hep daha çok sevdim ben.

Bu arada Ağrı'nın Derinliği'ni okuyorsun... Hayatımda çok başka yeri olan bir kitaptır. Hem şaşırdım, hem mutluu oldum:) sevgiler

Unknown dedi ki...

Sence Elif Şafak'in tüm kitaplarını okuduktan sonra mı okumalı medceziri?

laleninbahcesi dedi ki...

yeni kitabı hakkındaki röportajı okumuş heyecanla kitabı beklemekteydim... Sanırım bu hafta sonu alacağım... Ece Temel Kuran'ı gazeeteci kimliğiyle de yazar kimliğiyle de çok beğenirim... Ağrı'nın Derinliğini okumadım ve listeme aldım...
Sevgiyle ve hep kitapla

Kontrast dedi ki...

Zero!

Heyecanla sayfayı açıp yorum gelmiş mi diye bakarken senin o güzel yorumunu görmek beni çok sevindirdi. Uzun uzun yazmışsın ya bir de, deyme keyfime :)

Elif Şafak'ın her yazısını ayrı keyifle okuyan ben, eski yazılarını ve şimdiki yazılarını okuyarak daha da bir keyif alıyorum. Farklılık hoşuma gidiyor. İnsanın içinde bulunduğu modda önemli bu açıdan haklısın. Anaç Sütlaç Hanım modu senden oldukça uzak galiba :)

Ağrı'non Derinliği hakkında neden şaşırdın merak ettim? Yorumlarımı yayınladığım zaman uzun uzun konuşalım bence :)

Kitapçı Kız!

Bence öyle okunmalı. Daha keyifle okunur öylesi... Tanıdık gelir her şeyden önce kelam. Sıcacık bir çay, masallardaki pofuduk bir bulut edasıyla gelir satırlar insanın yüreğine. Naçizane fikrim .

Kadim dost laleninbahcesi :)

Ben de dört bir koldan takipteyim. İple değil halatla çekiyorum galiba. Yorumun için sağol :)

Hepinize şükranlarımı sunarım.

Kubilay.

zero dedi ki...

Evet Kubilay bu aralar Anaç Sütlaç Hanım bana en uzak kadıncıklardan doğru:)) Öyle bir yanım var, bunu hiç inkar etmedim, hatta bir ara epey bir ipleri ele geçirdi Anaç SÜtlaç Hanım, ama bu aralar biraz kızağa çektim kendisini, zira diğer benlerin nefes almasına izin vermemeye başlamak üzereydi:) (üstelik evli bile değilim, ne gariip dimi:))) bak benden sana kadınlarla ilgili bir dip not: Anaç Sütlaç Hanımlar bir kere başa geldi mi, demokrasi memokrasi dinlemez, bütün idareyi ele geçirmeye çalışırlar, o nedenle en dikkat edilesi kadın türleridir kendileri:))) her şey kıvamında güzel dimi ama...

Ağrı'nıın Derinliği'ne şaşırdım derken (aslında şaşırdım yanlış kelime, merakla karışık ilgi diyelim) bu kitap bir roman değil biliyorsun. Ermenistan, Ermenistan Ermenileri, Türkiye Ermenileri vs bunlar pek merak edilen, ilgi duyulan, kültürümüze kattıkları önemsenen şeyler değil pek bu ülkede. Önyargıların hakimiyeti her yerde baskın. Çok çeşitli bir kültürde yaşama şansına erişmiş biri olarak zenginliklerimizin ayırdında olmadan yaşayan insanlara hep üzüldüm, neler kaçırdıklarının farkında olamadıkları için. Ağrı'nın Derinliği bu konuda güzel şeyler söyleyen bir kitap. Bir blog arkadaşımın da bu kitabı tercih edecek kadar bu konularda açık fikirli olması sanırım benim hoşuma giden:)

sevgiler

Adsız dedi ki...

ben de Elif Şafak 'ın insanın ağzında bıraktığı kelime hazzıyla kubilay sayesinde tanıştım.med-cezir de bunlardan biri...kubilay'a beni elif şafakla tanıştırdığı ve bu kadar doğru tespitler yapıp içimizden geçenleri anlattığı için çok teşekkür ediyorum.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...