13 Eylül 2010 Pazartesi

Nefes Alıyorsak, Umut Var Demektir!


Sabah mahmurluğumu üzerimden attım, kahvaltı faslı bitti, gazeteye uzandım. Her sabah kutsal bir seremoni düzenliyorum büyük bir hevesle galiba... Referandum, 12 Dev Adam gazetenin ilk sayfasını boydan boya kaplamış. Haberlerden ziyade köşe yazılarını daha çok severim. Sayfaları çeviriyorum birer birer, taa ki sevgili Ece Temelkuran'ın köşesine gelene kadar. "En heyecanlı yerinde..." yazıyordu Ece Temelkuran'ın gülen yüzünün üzerinde. Okudum, okudum, okudum. Ne de güzel anlatmış Ece Temelkuran. Bugün yazılan tüm yazılar aynı kıvamda. "Bu öyle değildi, günün yazısı bu olmalı" diye düşündüm içimden.

Evet, aynı duyguları paylaşıyorduk Ece Temelkuran'la: "Kana kana yaşayan insanların ülkesi burası.". Her şeye hevesle yaklaşan. Evvelallah, her şeyin üstesinden gelenleri ülkesi. "Biz bittik!" demeyenlerin ülkesi.

Son günlerde ülkemiz insanına yakışır geçti. 12 Dev Adam herkesin gündeminde. Sırbistan maçı, bu ülkenin insanına yakışan maçtı. Çin'le yapılan maç bize göre değildi. Biz rakiple aramızdaki farkın çok olmasuını sevmeyen ülkeyiz. "Acaba, ne olacak!" diyenleriz biz. Kalp krizi geçirecek gibi yaşayanların ülkesi. Her anın,  Sırbistan maçındaki son saliselere benzemesini isteyen ülkeyiz. Yaşam gücümüzü adrenalinden alıyoruz galiba....

Sırbistan maçını ailecek izledik. Son 4.5 saniyede araya giren mola bize asırlar gibi geldi. O an bir sessizlik hakim oldu eve, şehire, ülkeye... Kalpler dua ediyordu vuruşlarıyla adeta. Ama kimse bunu söze dökmek istemiyordu.  Sözün bittiği yeri seven ülkenin insanları galbiyetle çoştu ardından. Stata göz gezdirin bir, herkes ordaydı. Ünlüsü ünsüzü, kokoşu mazbutu, başörtülüsü başörtüsüzü, birbirinden nefret edeni de ordaydı birbirine tutkuyla bağlı olanı. Farklar kalktı o an, sevince ortak oldu herkes. Kin tutmayanların ülkesiydi burası, bazıları bunu balık hafızalıkla aşağılasada...

Şampiyon olamadık belki ama Türkiye spor tarihinin en başarılı takımıydı 12 Dev Adam. Az buz bir başarı değildi 2. lik, tüm takımı yürekten tebrik ediyorum. Üzüldük gene de, biz de, Hido da, Kerem Tunçeri de... Ödül törenindeki Litvanya'ya benzemiyorduk. Çünkü biz azla yetinenlerin ülkesi değildik. Hiçbir alanda düşenlerin ülkesi değildik, her alanda yükselenlerdik. Eurovision'da sıfır çekenlerin ülkesiyken, her yıl birinciliğe oynayanların ülkesiydi burası. 2. olunca sevinen, ama kalbinin köşesinde birincilik yatanların ülkesi.

BBC muhabiri sormuş Ece Temelkuran'a :“Niye bu kadar endişelisiniz bu ülke için, anlamıyorum.İşler o kadar da kötü değil”.Ece Temelkuran en doğru cevabı vermiş: Bu ülke fazlasını hak ediyor çünkü. Kana kana yaşayanların ülkesi hep fazlasını hak ediyor:

"Ben de anlattım, niye. Çünkü bizim hayallerimiz vardı. Çok büyüktüler. Bu ülkenin insanları hiçbir zaman bizim hayal ettiğimiz kadar iyi yaşayamadılar. Ondandır... Tıpkı Şemdinli’de doğduğu için kaderi orayı sevmek, çok sevmek olan çocuklar gibi biz de hep “kalp krizi geçirecek” gibi seviyoruz ülkeyi. Biz hep “kalp krizi geçirir gibi” yaşayan insanlarız çünkü. Bizim için maç hep 3. çeyrekte, her an kaderimiz değişecek bize göre. Çünkü bu kana kana yaşayan insanlara hep daha iyi, çok daha iyi bir hayat yakışır diye..."

Referandum sonuçlandı. Uzun süredir yaşanan süreç dün akşam noktalandı. Kim ne oy verirse versin, bu ülke için en iyisini isteyerek verdi. Başkası başkasının oyunu böyle görmüyor olabilirdi ama önemli olan bu değildi. Kim nasıl davranırsa davransın, penceresinden baktığında ülkesi için en iyi olan oyu verdi. Bölünür denilenlere inat bölünmez bu ülke. Sevginin ülkesi burası çünkü nefretin değil. 13 Eylül sabahı desteklediği seçenek kazananı da kazanmayanı da yeni bir güne uyandı. Yepyeni bir güne, taze bir sabaha. Umutsuzlukla kalkmadı hiçbiri.

"Yani Amerikalıları yenmesek de, referandumun sonucu senin istediğin gibi gelmese de... Bu ülke hep şehvetle, ülke hep iştahla, yani iyidir bu bakıma. Her şey damar damar içimizde, iyisi de kötüsü de."

Yeni bir dizi başlıyormuş:  Deli Saraylı. Tam gazetemi okurken tanıtımları dönüyordu. Perran Kutman'ın sevgi dolu sesinden duydum o cümleyi : " Nefes alıyorsak, umut var demektir!" Günün cümlesi bu olmalı diye geçirdim içimden.

Ne olursa olsun kalbinin her köşesiyle yaşayanların ülkesiydi burası. Gurur duyuyorum ülkemden, ülkemin güzel insanlarından. Ece Temelkuran'ın dediği gibi : Ne güzel bir ülke! Ne güzel insanlar.

4 yorum:

zero dedi ki...

herkesin umutsuzluk çığlukları attığı, fırtınalar kopardığı bir günde(günlerde) ne kadar umut dolu, sakinlik telakki eden, nefes alın diyen bir yazı bu. okumak çok iyi geldi. bu hay huyu gördükçe sakin olun demek bile zor gelirken artk bazen aynı duyguları, düşünceleri paylaşan birileri olduğunu görmek güzel...

sevgiler

laleninbahcesi dedi ki...

Ece Temelkuranı çok severim... olaylara bakış açısını... yazım tarzını...Muz Seslerini okumadıysan mutlak öneririm.

sarkaç dedi ki...

Umudunu yitirmemiş gençler görmek mutluluk verici

Kontrast dedi ki...

Sevgili Zero!

Yorumunu okumak bile bana büyük bir keyif veriyor. Yazım etrafımdaki değerli dostlarımı etkilediyse ne mutlu bana! Aynı düşünceleri paylaştığımıza sevindim.

Sevgili Laleninbahçesi!

Muz Sesleri'ni geçenlerde aldım. Sırada bekliyor. Köşe yazılarından tahminimce güzel bir kitap olacak :)

Merhaba sarkaç!

Teşekkürler ediyorum.

Umutla kalın hepiniz!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...