10 Temmuz 2010 Cumartesi

Yaşadıklarım ve Düşlediklerim - GÜLTEN DAYIOĞLU

"Onunla birlikte gezmenin, onunla birlikte düşünmenin, yazdıklarının arka bahçesinde gezinmenin zevkini yaşayacaksınız."
-Doğan Hızlan

Bazı yazarlar vardır. Bazı "özel" yazarlar... İnsanın hayatını derinden etkileyenler. Gülten Dayıoğlu benim özel yazarlar listemde başı çekiyor.

"Kumluktaki Yavru Martı"yla başlayan Gülten Dayıoğlu serüvenim bana çok şey kattı gerçekten. Kalemimi güçlendiren, mürekkebimi rindane bir edayla satırlarda raks ettiren kitapların çoğunluğu Gülten Dayıoğlu'nun kaleminden. Hayal gücümün hudutlarını genişleten, sevgi titreşimleri yayan kitaplarda hepsi, hala da öyleler.

"Yaşadıklarım ve Düşlediklerim" tam da sloganıyla örtüşen bir kitap: "Yetmiş iki kitap, bir hayat." Kitapta yetmiş iki kitabın yazılış öyküleri, kapak resimleriyle birlikte bölümler halinde veriliyor. Her kitabın, farklı bir doğuş öyküsü var. Hepsinin benzer yanı ise Gülten Dayıoğlu'nun duyarlı kişiliği ve engin hayal gücünün dokunuşları. Bu kitap ne kuru bir biyografi n de kitapların kısa özetleri olarak anlaşılmasın. Gülten Dayıoğlu ve onun kıymetli evlatları kitaplarının doğuş hikayesi Yaşadıklarım ve Düşlediklerim.

Gülten Dayıoğlu okurlarının tümü bu güzelim eserlerin nasıl ortaya çıktığını merak eder. Bu kitap o ihtiyacı da fazlasıyla ve hakkıyla karşılıyor. Gülten Dayıoğlu kitaplarıyla yek vücut olduğunu da fısıldıyor.

"Eserlerimle ben bir bütünüz. Başka bir deyişle, eserlerimin yazılış öyküleri, yaşadıklarımla düşledikleriminin bileşiminden oluşuyor."

"Bir yazar nasıl yaşar?" , "Yazar nasıl olunur?" tarzında sorularınıza da akıllı bir öğrenci gibi cevap verecek türden Yaşadıklarım ve Düşlediklerim. Türkiye'de yayın dünyasının abecesini, öyle kolay kolay yazar olunamayacağını anlatıyor Gülten Dayıoğlu biz okurlarına. Yaşadığı zorlukları da anlatıyor ama en önemlisi de hiç duygu sömürüsü yapmadan:

"Aman diyeyim, duygu sömürüsü olarak algılanmasın. Yaşamımın hiçbir döneminde duygu sömürüsü yaparak başkalarına yükleme yoluna gitmedim. Sanırım, kişisel onurumu koruma içgüdüsü ve kendime olan güvenim beni böyle davranmaya yöneltiyordu."

Bu bilgilerin ışığında diyebiliriz ki Çocuk Edebiyatı'nın Cesur Yürek'i Gülten Dayıoğlu. Yalnızca bu mu? Fedakar bir anne, aşk dolu bir eş, kitaplarına da yavrularına olduğu gibi şefkatle yaklaşan yazar, idealist bir öğretmen aynı zamanda. Ve en önemlisi de okurlarını önemseyen nadide yazarlardan. Kaprisli değil bazıları gibi. İmza günlerini, kitap fuarı ziyaretlerini bile okurlarına hizemt için aşkla şevkle yapan eşi bulunmaz bir insan. Bu gibi "gerçek" iltifatlar karşısında bile böbürlenmeyen alçakgönüllü bir insan.

Özverinin ve fedakarlığın kitabı Yaşadıklarım ve Düşlediklerim. Sevgi dolu bir anne ve başarılı bir yazar kimliği arasında bir insanın hikayesi. Her kitabını ayrı özenen, okuyucaya saygıyla ve en önemlisi de sevgiyle yaklaşan birinin öyküsü. Gülten Dayıoğlu ve o eşsiz kitaplarının öyküsü kısaca.

Önemli bir yapıt Yaşadıklarım ve Düşlediklerim. Benzeri yok edebiyatımızda. Böyle nadide bir fikir nadide bir yazardan çıkar ancak.

Başarılı yazar olmanın kilit noktalarından biri de iyi bir okuyucu olmaktır ama sadece kitapları değil. İyi bir yazar evreni de bir kitap gibi okur. Gülten Dayıoğlu'da bunu şöyle belirtiyor:

"Okuyorum: Elbette düzenli kitap okuyorum. Ancak bununla yetinmiyorum. Başka okumalarım da var. Örneğin; çevreyi, doğayı, dünyayı, insanları, hatta evreni sürekli kitap gibi okuyorum. U çok yönlü okuma eylemine öylesine koşullanmışım ki !... Sanırım, varlığım tüm varlıkları algılama dürtüsüyle donanmış. Hücrelerim sanki sayısız duyargalardan oluşma."

Kitabın üslubu kanaatimce kusursuz. Gülten Dayıoğlu'yla sanki kırk yıllık ahbabınız ya da arkadaşınızla sohbet eder gibi kitap boyu. İçtenlikle, samimi ve sevgi dolu bir anlatım... Bir de Gülten Dayıoğlu okuruysanız her sayfada ona karşı sevginiz katbekat artacaktır eminim.

Gülten Dayıoğlu'nun bu kitabı tüm okurları için vazgeçilmez bir kitap. Daha önce hiç Gülten Dayıoğlu okumamış kişiler içinse Gülten Dayıoğlu'yla tanışmak için büyük fırsat. Kitabı bitirdikten sonra tadı damağınızda kalacak ve tüm Gülten Dayıoğlu külliyatını elden geçirmek isteyeceksiniz. Onun gezilerini okurken her şeyin bir kitap konusu olabileceğini öğreneceksiniz.

Kısacası Yaşadıklarım ve Düşlediklerim yalnız yetmiş iki kitabın öyküsü değil, Gülten Dayıoğlu'nun aşkla kurulmuş ailesinin ve sevgiyle yoğrulmuş hayatının hikayesi.

Kitabın kapak tasarımı da gerçekten Gülten Dayıoğlu'nu yansıtıyor. Çok başarılı bir illüstrasyon. Genelde internette satış bandıyla beraber fotoğrafları var o nedenle sizler için naçizane fotoğrafını çekip kouyorum yanına.

Puan: 5 üzerinde 10 :)

Edebiyatla kalın.

3 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Gülten Dayıoğlu hem benim çocukluğuma hem çocuklarımın çocukluğuna iz bırakmştır... Kırmızı Bisiklet ve Dört Kardeştiler en sevdiğim kitaplarındandı...
Bu tür bir kitabı ben de okumadım hiç... ÇOk iyi bir fikir gerçekten de bir kitabın yazılım sürecini v yazım öyküsünü okumak çok keyiflidir eminim...

Kontrast dedi ki...

Ben de tekrardan okumanızı tavsiye ederim. Dört Kardeştiler'i ben de çok beğenerek okumuştum. Şöyle bir baktım da neredeyse çoğu kitabını okumuşum Gülten Dayıoğlu'nun...
Üç kuşağın yazarı ne de olsa. Allah uzun ömürler versini.

zeynepp dedi ki...

Farklı bir kitap türü farklı bir düşünce tarzı... Gerçekten güzel bir fikir.Tabi insan 72 kitap yazınca da bir de onların hikayesini oluşturmuş oluyor böylelikle ortaya da bu eser çıkıyor.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...