Kitap, uzun süredir elimdeydi. Yıl boyunca başucumda en uzun kalan kitap oldu Limon Ağacı. Hızla geçebilirdim sayfalarını ama sindire sindire okunmayı hak ediyordu her satırı.
Limon Ağacı, konumumuzdan dolayı fazlasıyla içli dışlı olduğumuz bir konuyu ele alıyor. Yıllardır süregelen İsrail - Filistin anlaşmazlıkları. Romandan ziyade, keyifli bir tarih kitabı. İsrail ve Filistin'in ortak tarihini - en başından günümüze kadar - tüm ayrıntılarıyla anlatan Limon Ağacı karakterlere de sahip. İki ana karakterin - Dalia ve Beşir- etrafında gelişen olaylar tarihin paralel akışında farklı görüşleri ortaya koyarak "objektif vakanüvisliği" sağlıyor.
Karakterler son bölümlere kadar geri plandayken, son bölümlerde iyiden iyiye arz-ı endam eyliyorlar.
Dramatik öykümüz, Avrupa'da mülteci hayatı yaşayan Yahudilerin kutsal addettikleri topraklara dönüşüyle, sayısız insanın evlerinden uzakta mülteci hayatı yaşamalarına neden olmalarıyla başlıyor. Beşir'in babası Ahmed Hairi'nin elleriyle inşa ettikleri evden sürülmeleri ve Dalia'nın da içinde bulunduğu Eşkenazi ailesinin buraya yerleşmesi daha sonra yaşanacak olaylar için kilit nokta.
![]() |
İki aileye de ev sahipliği yapmış, bahçesinde "Limon Ağacı" bulunan ev işte burası... |
"Beşir, Dalia'nın "Sanırım sen küçükken evi terk etmiştiniz. Belki de bizim geldiğimiz yıl," dediğini hatırlıyordu. Beşir bağırmak istiyordu, Biz evi terk etmedik! Siz bizi çıkmamız için zorladınız. "
"Dalia yıllar sonra "Ve ben onların bir mabette yürür gibi, sessizlik içinde yürüdüklerini hissediyordum." diye hatırlayacaktı. " Ve her bir adım onlar için o kadar çok şey ifade ediyordu ki."
" "Eğer altınımız varsa bizimle yanar" dedi babası. Susannah bunun ne demek olduğunu biliyordu. Babası Nazi Almanyası'nda duyduğu hikayeleri ona anlatıyordu."
" Mati ağlıyordu. ... Arkadaşına garip bir şekilde bakıyordu: "Polonya'dan bir kalıp sabun alırsan, lütfen yüzünü yıka. Büyük bir olasılıkla benden yapılmış bir sabun olacaktır. Ve böylece ben de yüzüne bir kez daha dokunabileceğim." "
Her okuyuşta içimizi acıtacak satırlardan birkaçı bunlar. Düşünün ki, okuyunca hayretlere düşeceğiniz satırlar yaşanmış! En can alıcı noktalardan biri de bu. Tamamen gerçek bir hikaye bu. Olayları bir yana bırakın, kişiler de gerçek. İnternette ufak bir araştırmayla Dalia'yı da Beşir'i de yaşlanmış halleriyle buldum:
![]() |
Dalia Eşkenazi ve Beşir Hairi |
İlk başlarda daha yavaş olan okuma hızım ilerleyen bölümlerde daha arttı. Az çok bildiğimiz, yakn tarihi okumak benim için daha rahat. Hiç bilmediğim bir tarih daha zor geldi tabii. Limon Ağacı bir anlamda da milat oldu benim için. İsrail - Filistin hakkında aklıma bile gelmeyecek o kadar çok bilgi edindim ki. Kendimi geliştirdim bu bakımdan.
Kitapta bulunan olaylar hakkında geniş bilgi vermiyorum çünkü kitap koskoca bir tarihi anlatıyor. Hakkında kitaplar yazılmış bir tarihi özetle anlatmak kanaatimce gereksiz bir çabadan ibaret. Filistin ve İsrail tarihi her zaman dumanı üstünde güncelliğini koruyan bir konu ve herkesin tarafsız anlatımından dolayı Limon Ağacı'nı okuyarak bilgi edinmesini tavsiye ediyorum.
Dalia'nın şu sözleri ise bu topraklardaki barışın simgesi âdeta:
![]() |
Dalia |
Filisitn - İsrail anlaşmazlığı çözülmese de, Dalia ve Beşir'in Ramla'daki evi " Açık Ev" adıyla Arap ve Yahudi çocuklara yuva olarak açması karanlığa bir meşale yakıyor âdeta.
![]() |
Açık Ev. İnternet sitesinden ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Site İngilizce, Arapça ve İbranice hazırlanmış. |
Kitap, limon ağacının 1998'de ölmesinin ardından 2005'te yaşanan olayla barışın simgesi haline gelmesini anlatıyor son olarak. Dalia, Arap ve Yahudi çocuklarla beraber yeni bir limon fidanı dikiyor, Limon Ağacı'nın kökünün yanına :
"Bu anıları yok etmeden takdis etmeydi. Eski tarihten bir şeyler büyüyordu. "
Sandy Tolan, geçmişi unutmanın mümkün olmadığını, geçmişin yanında bir umut ışığının filizlenmesinin en iyi olacağını, Dalia'nın yaşadığı bu olayla gözler önüne seriyor ve en doğrusunu yapıyor. Geçmişten tamamen kopmadan yeni ve mutlu bir güne yelken açmanın güzelliği...
Sandy Tolan, gerçekten çok güzel bir hikaye yakalamış. Kitabı " olduran isimlerden" Dalia ve Beşir'e de teşekkürlerini sunmayı ihmal etmiyor zaten. Şükran. Toda roba.
Velhasıl kelam, Limon Ağacı umutsuzluğun içindeki umudun öyküsü. Roman gibi bir tekniğe sahip olmaması tek dezavantajı. Ama bu stilde yazılması tarafsızlığı koruma açısından önemli. Tüm bu nedenlerden ötürü Limon Ağacı'na zaman ayırın. Çünkü bu acı veren güzel öykü okunmayı ve bilinmeyi hak ediyor.
Sandy Tolan'ın araştırmacı kimliğinden dolayı tebrik etmeden geçemeyeceğim. Pegasus Yayınları'na da koca bir alkış, son dönemde seçtiği kitaplar piyasaya damgasını vurdu.
Limon Ağacı'nı okuyun. İçinizde sevgi ve umut tohumlarının yeşerdiğini göreceksiniz. Ve uzun süre unutamayacaksınız.
Filistin'e ve İsrail'e barışın hüküm sürdüğü, çocukların şen kahkahalarının her tarafı kapladığı, limon çiçeği kokusunun kucakladığı günler dileğiyle...
Puan: Roman olmaması dezavantajına rağmen, bence umudun öyküsü 5 üzerinden 5'i hak ediyor.
"Bu büyüleyici kitap bir ülkede bitip tükenmeyen merhamet, ıstırap ve umudun resim gibi dokunmuş halidir. Bugüne kadar dünyada en acımasızca tartışılan ve en yoğun irdelenen İsrail-Filistin anlaşmazlığının insani boyutlarını çok az kitap bu kadar dürüst ve detaylı bir şekilde ortaya koymuştur. Bu acı verecek kadar güzel öykü, kitap bittikten sonra bile insanın aklında kalmaya devam ediyor."
—ELİF ŞAFAK, Edebiyatçı-Yazar
Edebiyatla kalın... Ve de umutla...