25 Aralık 2011 Pazar

Kontrast Twitter'da!



Sosyal medya her geçen gün biraz daha önem kazanırken ben de sürpriz bir kararla bloguma bir Twitter sayfası açmaya karar verdim. Blogger ve Twitter güçlerini birleştirip daha verimli bir üretim alanı sağlayabilmek umuduyla açtığım sayfayı sizlere haber vermek istedim. Twitter'daysanız mutlaka takip edin ve bana twitter adreslerinizi de gönderin, sizi takip edebileyim. Ayrıca takip etmemi önerdiğiniz sayfaları da belirtirseniz sevinirim.

Kontrast'ın Twitter Adresi: http://twitter.com/blogkontrast

Edebiyatla kalın!

24 Aralık 2011 Cumartesi

Bütün Kadınları Kafası Karışıktır - ECE TEMELKURAN


Size bambaşka bir kitap anlatacağım. Anlatımı, konusu ve "ruhu" bambaşka bir kitap... Evet, bir "ruhu" var bu kitabın. Kırık bir oyuncağı sıkı sıkıya tutan, belli belirsiz gülümsemesiyle hüzünlü mü mutlu mu belli olmayan bir kız çocuğunun ruhu.

Kız çocuğu ki, şaşkın şaşkın ovuşturuyor gözlerini, kırpıştırıyor güneş görmemiş yarasa misali. Hayata kırgınlıklarla başlamış, öyle anlatıyor bize. Biz de görüyoruz ki geçmişin kırgınlıkları bohça olmuş, yamalı ve binrenk bir bohça, taşıyor kız çocuğu onları. Hayat boyu. Zaman bohçanın fosforlu pembesini karartıp haki yeşiline dönüştürmekte adeta. Bu yüzden de aşkları da haki yeşili olmuş kızın, gülümsemesi donup kalmış yüzünde.Sevgilisinin ruhu da haki. Haki ruhlu oğlan haki bohçalı kızı dembedem şaşkına çeviriyor.

"ellerimi cebime sokmalıyım bazen. cepsiz şeylere dayanamam. insan ellerini nereye koyacağını şaşırıyor. şaşırdıkça ellerimiz çoğalır. dikkat edin bir kez, mutlaka çoğalır."

Tedirgin ruhların alışılageldik özelliklerinden biri değil belki elektrik direklerini suçluların cezalandırılacağı çarmıha benzetmek. Ama küçük kız her şeyden ve herkesten farklı zaten. Her şeye farklı bir gözle bakar. Ya da biz öyle zannederiz. Biz duvarlar arasında sıkışan ruhlar...

"besleme kızın kapıcıyla yapılan düğünündeki fosforlu neşedir öykü. limonata ve kuru pasta."

Duyduklarına, gördüklerine parantez açar kız çocuğu. Parantez açar ki kimse rahatsız olmasın. Parantez açar ki kederli kahkahası bilmiş gözlerin bilmiş kulaklarını rahatsız etmesin diye.Yalnız hisseder kendini hep. Derinden yalnız. Bir kadının içine sıkışıp kalmıştır kız çocuğu. Anlaşılmamak yakar yüreğini, dağlar ruhunu.

"hep böyle olmaz mı? erkekleri salonda bırakıp mutfağa gitmez miyiz? vatanımıza, doğal ortamımıza dönmenin huzuru. neden bir de mutfakta sorulur hal hatır? "nasılsın?" daha kısık ve doğrudan bir sesle, gerçeği duymak ister gibi, salondaki yalanları değil.

Kalabalıklar içinde küçük hisseder kendini. Kadınlığı rahatsız eder onu. Açılan gömlek düğmesinden çocukluğu sızacak diye tedirgin. belki bu tedirginliktendir, küçük harfle başlar cümlelerine. Ruhunu böyle yansıtır kağıda.

"öyle bir suçluluk duygusu var ki bende, yemeğin yemediğim yarısının bile kalbinin kırıldığını düşünüyorum."

Gerçeği hikayelerde arar kız çocuğu. Başkaları yalan dese de bunun adına. Kendini böyle iyi hisseder o, biliyorum, çünkü anlatmıştı bana:

"örneğin, "bir adamla tanıştım, çok hoştu." yerine niye "dünyanın yaşayan en eski ip cambazıyla tanıştım." demeyesiniz. bunun kime ne zararı var?"

Bana onu üzen kadınları da anlattı birer birer. Zeynep, Deniz, Türkü, Didem... Cosmo kızları, duyarlı ama demir gibi kadınları, ruhları sünnet edilmiş kadınları. Hepsini anlattı.

"ağlıyorum. ba-ğı-ra, ba-ğı-ra ağlıyorum. içim dışıma çıkıyor, ağzım gevşiyor, boynumdaki kasılmayı ve biriktirilmiş bütün çığlığımı kusuyorum.

Bütün Kadınların Kafası Karışıktır, işte bu küçük kızı anlatıyor. Ya da o küçük kız yalnız bana gösteriyor kendisini. Belki de bu yüzden yazdım kitabın yorumunu bu şekilde. Başka şekilde yazamazdım çünkü. Kelimeler yollarını kendileri çizdi bu kez.

Ece Temelkuran'ın kendine has anlatımı beni bu hale getiriyor. Hayatımda okuduğum en farklı kitap ruhumu böyle alt üst ediyor. Siz de gerçekten "ruhu" olan bir kitap okumak istiyorsanız, yüreğinizin kuytu köşelerine usulca saklanmaya da razıysanız hiç durmayın. Bu kitabı mutlaka alın.

"...BİR ÇİÇEĞİN YANINDAN GEÇER GİBİ YAŞAMALIYIZ ASLINDA."

Ece Temelkuran'a ve Everest Yayınları'na teşekkürler...

Edebiyatla kalın!

Kubilay

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...